16 Temmuz 2009 Perşembe

sevimli olamayan başka bir akşamdan..

rüzgar kesildi, izmir sıcağı insanın içine işliyor. insanı eritiyor, hatta yok ediyor.

insanlarla iletişim kurma zorluğu, kuramama..
şehrin tüm pisliği insanın tepesine binmişken, kendini rahat hissetmezken(ya da hissedemezken) nasıl altından kalkabilirsin ki bu işlerin?
kendini her yandan kuşatılmış, hapsedilmiş hissederken ne anlatabilirsin ki etrafındakilere?
ümit etmeye çalışırken aslında hareket etmen için gereken şeyin ümitsizlik olduğunu fark etmen..
insan geleceğe ümitle baktığında, mutlu olduğunda neden mücadele etsin ki? hareket için gereken şey dipte olmaktır belki de, olabilecek en kötü yerde olmak. çünkü bilirsin ki daha kötüsü olamaz, ve direnmek zorunda kalırsın. başka çıkış yolunun olmadığını görürsün. ama insanlar çok mutlu, gereğinden fazla.. oynuyorlar mı yoksa gerçekten mutlular mı anlayamıyorum. belki de anlamamak işime geliyor, bilemiyorum.
dünya bu kadar güzel bir yer değil (artık!) ! mutlu değilim. aslında hiç birimiz mutlu değiliz!

aç gözünü!